SERVET YILDIRIM – Gerald Ford 1974 yılında ABD Başkanlığı’nı devraldığında ülke iki haneye doğru giden bir enflasyon ve yüksek işsizlikle karşı karşıyaydı. Ford’un ilk yılında enflasyon yüzde 12,3’ü gördü. Üniversitede ekonomi eğitimi almış bir siyasetçi olarak Ford hemen enflasyona karşı savaş açtı ve enflasyonu “1 numaralı halk düşmanı” olarak ilan etti.
Gerçekten de Ford’un 70’lerdeki kampanya sloganında söylediği gibi “Enflasyon 1 numaralı halk düşmanı”dır. Büyük beladır; yakar, yıkar, acıtır. Ekonomiye ve toplumsal yaşama ciddi zararlar verir. Mesela:
– Enflasyon demek aynı mala daha fazla para ödemek demektir. Enflasyon yaşam maliyetinin artmasıdır.
– Düşük gelirlileri kemer sıkmaya zorlar. Tüketim harcamalarını zayıflatır. Ekonomik büyümeyi yavaşlatır.
– Birçok ülkenin son aylarda zorunlu olarak yaptıkları gibi faizlerin yükselmesine neden olur. Yükseltmemekte direnenler de ise oluşan negatif reel faiz nedeniyle enflasyon kendi kendini besler; en sonunda faiz artırımına başvurmak zorunda kalınır. Borç geri ödemelerini zorlaştırır.
– Yüksek enflasyon fiyat algılamasını bozar. Nispi fiyat değişimleri ayırt edilemez olur; karar almayı zorlaştırır.
– Belirsizlik artar; kısa vadecilik ağır basar. Gelecek endişesi doğar; bireyler ve firmalar uzun vadeli karar almaktan kaçınırlar.
– Borçlanma maliyetleri artar; yatırımlar olumsuz etkilenir.
– Bireyler ve firmalar yatırım yerine birikimlerini enflasyondan korumak için üretken olmayan alanlara; mesela dövize, gayrimenkule ve altına yöneltirler.
– Enflasyon harcama sepetlerinde gıda ve yakıtın payı yüksek olan grupları daha fazla etkiler. Bunlar genellikle düşük gelir gruplarıdır. Gelir dağılımı bozulur; sosyal adaletsizlik artar.
– Yüksek enflasyon ekonominin diğer ekonomilerle rekabet gücünü zayıflatır, dış ticaret dengesini bozar.
– Ekonomiyi kırılgan hale getirir. Uzun ve orta vadeli yabancı sermaye girişini ve doğrudan yatırımları caydırır, kısa vadeli girişi özendirir.
– Yüksek enflasyonun neden olduğu belirsizlik, sosyal ve siyasi ilişkilerde kısa vadeli, çıkarcı ve ahlaki olmayan davranışları artırır.
– Yüksek enflasyon ekonomiyi yönetenlere duyulan güveni sarsar.
Belirli aralıklarla yukarıdaki listeyi hatırlamakta ve hatırlatmakta fayda var. Bunlar enflasyonun yıkıcı etkilerinden ve yarattığı hasarlardan bazılarıdır. Bu hatırlatmayı bir yazıda en son 1,5 yıl önce yapmıştım. O zaman da vurguladığım gibi burada sıralananların bir çoğu Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın “enflasyonun ne kadar kötü bir şey olduğunu” göstermek için geçmişte yaptığı iletişimler ve uyarılarda yer alan saptamalardır. Mesela Merkez Bankası web sitesinden online erişebileceğiniz TCMB’nin 2004 tarihli “ENFLASYON” başlıklı raporuna ve bu raporun özellikle “Enflasyonun maliyeti” bölümüne bakmanızı tavsiye ederim.
‘Zaman alacak’
Ekonomi yönetimi de işin zorluğunun farkında. Dün açıklanan ve beklenenden yüksek gelen rakamların ardından Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonla mücadelede kararlılık mesajı verirken, “Enflasyonla mücadelenin biraz zaman alacağını biliyoruz. Geçiş dönemindeyiz. Enflasyonu kontrol altına almak ve daha sonra düşürmek için ne gerekiyorsa (parasal sıkılaşma, kredi politikası ve gelirler politikaları) yapacağız. Sonuçta sabretmemize değecek. Enflasyonla mücadelede kesinlikle kararlıyız” diyordu.
Ağustos ayındaki yüzde 9,09’luk aylık artıştan sonra enflasyon yıllık bazda yüzde 58,94’e ulaştı. Yıl sonunda Merkez Bankası’nın 2023 tahminin de üzerinde bir enflasyon göreceğiz gibi görünüyor. Dolayısıyla enflasyonla mücadele için sıkı politika uygulamama opsiyonumuz kalmadı.
Kampanyalarla düşmüyor
Yazıyı sonlandırmadan Ford döneminde ne olduğuna tekrar dönelim.
O dönemde Ford, Amerikan halkını enflasyona karşı adım atmaya davet etti. Amerikan halkı bu gönüllülük çağrısına uydu ve büyük bir hevesle bu kampanyaya katıldı. Yakıttan tasarruf için komşular arabalarını ortaklaşa kullanmaya başladılar. Isıtıcılar çok gerekmedikçe kapatıldı, insanlar sebzelerini kendileri yetiştirmeye başladılar.
Ama ilk heves geçip kampanyanın gazı zamanla azalınca program da iflas etti. Görüldü ki, para ve maliye politikaları devreye girmedikçe gönüllülükle ya da dolduruşlarla enflasyon düşmüyor. Nitekim o dönemde Ford’un danışmanlar kurulunun başında olan ve daha sonra Fed’in başına getirilen Alan Greenspan bu kampanyayı “inanılmayacak kadar aptalca” diye tanımladı.
Kısacası, enflasyon büyük beladır. Yok edilmesi için buna yönelik para ve maliye politikaları devreye girmelidir.