HANDE ATILGAN Ankara – Çalışmanın Türkiye ayağındaki 5 merkezden biri olan Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nden İç Hastalıkları ve Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Nahit Şendur’un Milliyet’e yaptığı açıklama 5 merkezde, 20 hastanın dahil olduğu ilk etap çalışmanın tamamlandığını bildirdi.
Şendur, çalışmaları şöyle anlattı: “KHDAK, tüm akciğer kanserlerinin yüzde 85’ini oluşturuyor. Son 10 yılda, bağışıklık güçlendiren ilaçlar, bu hastalıkta dramatik başarılar getirdi, sağ kalımı çok uzattı. mRNA aşılar da Kovid ile birlikte gündeme girdi. Bu aşı, immünoterapi veya bazen immünoterapi ile radyoterapinin birlikte kullanımıyla çalışan, tedavilerin etkisini artıran bir sistem. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi, Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi’nde çalışmalar yapıldı, 3 merkezde daha açılması bekleniyor. Geçen 1-1,5 yılda, daha önce kemoterapiyle birlikte çok basamaklı tedaviler almış, standart tedavileri tüketmiş ve hastalığı kısmen kontrol altına alınmış hastalar çalışmaya dahil edildi. Faz 1 aşamaları hep az hastalı olur, her bir hastada sonuçlar görülmeden, risk analizi yapılmadan da yeni hastaya onay verilmez. Türkiye’de toplamda 20 civarında hasta dahil edildi, kohort çalışmalar tamamlandı. Önümüzdeki süreçte, daha erken evrede teşhis konulmuş, ameliyat olmuş hastaların kemoterapi sonrasında kanser aşısının denemesine girmesi bekleniyor. Bakanlık onay verdiği takdirde, 1-2 ay içinde çalışmaların açılmasını bekliyoruz, çalışmanın bu aşaması 8 merkezde yapılacak.
Küba aşısından güçlü
(Çok tartışılan Küba aşısıyla farkı) Küba aşısının içeriğini çok iyi bilen bir ekibiz. Çok etkisiz bir aşı ama yan etkisinin olmaması sebebiyle yıllar içinde çok gündemde kaldı. mRNA aşısının tedavi edici yönü (Küba aşısına göre) daha güçlü ama özellikle koruyucu yanını öngörmek için erken, daha çok başındayız, 5 yılda standart tedavilere göre hastalığı ne kadar engellediğini görmeniz gerek.”
‘Önemli bir yol katedildi’
ALEYNA SEVİM İstanbul- Türkiye’deki çalışma içerisinde yer alan uzmanlar, klinik çalışmalarının devam ettiğini belirterek hangi hastalara uygulamaların nasıl yapıldığını Milliyet’e anlattı.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği (TTOD) Başkanı Başkanı Prof. Dr. Murat Dinçer, daha önce Küba’dan duyulan kanser aşısıyla şu anki aşının arasındaki farkı anlatarak şunları kaydetti: “Küba aşısından farklı olarak sadece bir antijen değil; küçük hücreli dışı akciğer kanserinde sık görülen birden çok antijenlere ait RNA kodları oluşturularak BNT116 aşısı dizayn edilmiştir. KHDAK tedavisinde son dönemlerde immünoterapiler, akıllı hedefli tedaviler ve yine yeni nesil ilaç antikor kemoterapileri ile önemli bir yol katedildi. Fakat istenen yüzde yüz başarı düzeyine henüz erişilemedi.” TTOD Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Cengiz Karaçin de “Yeni nesil ilaçların onay alma sürecinin uzun olması, maliyetlerin yüksek olması ve ileri evre hastalıkta hastaların zamana karşı yarışması nedeniyle bu araştırmalar önemli bir şans. ‘Akciğer kanserine karşı aşı bulundu, artık akciğer kanseri yok olacak’ gibi söylemlerden henüz uzaktayız” dedi.