SERVET YILDIRIM – Hafta sonu gazetelerde kaygı verici bir haber vardı. Meteoroloji verilerine göre Türkiye son 52 yılın en sıcak Aralık ayını yaşamış. Bu haber küresel ısınmanın yol açtığı iklim değişikliğinin çarpıcı örneklerinden biri olarak kayıtlara geçti. İklimdeki değişikliği yıllar itibariyle artan bir şekilde mevsimlik sıcaklık ortalamaları ile yağış ve nem değerlerinde izliyoruz. Mesela Türkiye’de yağışlar son 3 ayda bir önceki yıla göre yüzde 31 azalmış. Geçen hafta Milliyet Gazetesi’nde yer alan bir habere göre uzun dönemli yağış ortalamalarının ise yüzde 40 altındaymışız.
Ne kadar arttı?
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre 1991-2020 döneminde 4.8 santigrat derece ölçülen ortalama sıcaklık değeri 2022 aralık ayında ise 8 santigrat olmuş; yani 3.2 santigrat daha yüksek. Bu kadar sıcak bir aralık ayını 1971’den bu yana yaşamamışız. İklimdeki bu değişim Türkiye’ye özel bir durum değil. Diğer birçok ülkede de benzer iklim olayları yaşanıyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı ve İklim Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, geçen hafta sosyal medyada bu duruma dikkat çeken bir paylaşım yaptı. Dedi ki; “Avrupa’da kar yok. Kayak merkezleri kapanıyor. Türkiye’de de kayak merkezlerinde kar yok. Suni kar yapılıyor. Sıcaklıklar mevsim normallerinin çok üstünde. Hiç hayra alamet değil. 2022 en sıcak yıl açık ara. İklim değişikliği dünyamızı vurmaya devam ediyor. İklim değişikliği nedeniyle ayılar bile kış uykusuna yatmıyor artık… Van Bahçesaray’da geçen sene bu zamanlar 3-5 m kar vardı. Şimdi kar yok. Hava sıcaklığı mevsim normallerinin çok üstünde. Su kaynakları büyük risk altında.”
Kayak merkezleri kapandı
İklim değişikliği sürdüğü sürece bu durum daha da kötüleşerek devam edecektir. Euronews’a konuşan bir iklim profesörü yüzyılın sonuna kadar Alplerde kayak sporunun sona ermiş bile olabileceğini söylüyordu. Profesörün abarttığını düşünebilirsiniz ama bu kış yaşananlar sanki yüzyılın sonuna doğru yaşanacakların küçük bir provasıydı. Polonya, Almanya ve Çek Cumhuriyeti gibi kışların sert olduğu ülkelerde geçen hafta sıcak hava dalgası hakimdi. Oysa bu mevsimde birçok yerde kar yağışlarının hüküm sürüyor olması gerekirdi. Sıcaklıkların mevsim ortalamalarının çok üzerinde seyretmesi ve kar yağışlarının olmaması nedeniyle başta İtalya, Avusturya ve İsviçre olmak üzere Avrupa’da bu kış çok sayıda kayak merkezi kapalıydı. Açık olan yerler ise yapay kar ile durumu idare etmeye çalışıyor.
Sadece turizm değil
Bu işin kış turizmi yanıydı. Bir de sıcakların ve yağışsızlığın gıdaya olan etkisi var ki; asıl tehdit orada yatıyor. Çevre Bakan Yardımcısı Birpınar’ın da dediği gibi “Dünyada kuraklığın artması gıda kıtlığı demektir. Tarım her geçen gün daha önemli hale gelecek.” Gıda kıtlığı uluslararası barışı tehdit eden bir risk olarak risk sıralamalarında üst sıralara ilerliyor.
Dünya aslında bir süredir gözle görülür bir şekilde küresel ısınmanın sonuçlarını yaşıyor. Bu yaz Avrupa’da Portekiz, İspanya, Fransa, Belçika ve Yunanistan gibi birçok ülke aşırı sıcaklarla boğuştu. Aşırı sıcaklıklar orman yangınlarına neden oldu. Binlerce kişi evlerini terk etti; birçok kişi hayatını kaybetti. Havalimanlarındaki pistlerde aşırı sıcak nedeniyle bozulmalar meydana geldi, uçuşlar aksadı. Birçok ülkede olağanüstü hal ilan edildi.
Önceki yıl biz de küresel ısınmanın yakıcı etkisini haftalarca süren yoğun orman yangınları olarak yaşamıştık. Sadece orman yangınları değil Pakistan’da olduğu gibi yıkıcı seller de yaşandı.
‘Herkes üzerine düşeni yapmalı’
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Bu tablo umut vermiyor. Hep söylüyoruz, kaynaklarımız sınırsız değil. Bu bilinçle çalışıp adımlarımızı atıyoruz. Hepimiz üzerimize düşeni yapmalıyız” diyor.
Küresel ısınma uzun süreli sert kuraklıklara ve olağanüstü hava koşullarına yol açıyor. Ortalama sıcaklıklar artıyor; atmosfer ve okyanuslar ısınıyor, denizler yükseliyor, çöller büyüyor, kar ve buz miktarları azalıyor. İklimdeki değişim sel, fırtına gibi doğal afetlerin artmasına ve okyanusların asitlik derecesinin değişmesine, ormanların daha kolay ve daha uzun süreli yanmasına neden oluyor. Mevsimlerin de ötesinde ekosistem değişiyor. İklim bilimcileri anormal hava sıcaklıklarının küresel ısınma nedeniyle daha yaygınlaşacağını ve daha da artabileceğini öngörüyorlar.
Frenlenebilir mi?
Eğer gelecek 20 yılda küresel ısınmanın boyutu sanayi devrimi öncesindeki, yani 1800’lerin başındaki ortalama sıcaklık derecesine göre 1.5°C derecelik bir artışta frenlenemezse iklim krizi artık geri dönüşü olmayan bir sürece girecek. Mevsimler değişecek, kayak sporu tarih olacak, birçok tür ortadan yok olacak. Gıda savaşları başlayacak. Bu nedenle herkes üzerine düşeni yapmalı.