SERAY ŞAHİNLER- Türk sineması ve Yeşilçam’ın sembollerinden, “Kapıcılar Kralı”, “Muhsin Bey”, “Umut”, “Hazal”, “Yılanı Öldürseler” ve “Bir Çirkin Adam” gibi efsane filmlerin yapımcısı Abdurrahman Keskiner’in hayatı kitap oldu. Ali Can Sekmeç’in kapsamlı ve titiz çalışmasıyla hazırlanan “Abdurrahman Keskiner: Prodüktör” kitabı sinemaseverlerle buluştu.
Keskiner’in aktardıkları, Türkiye’deki film sektörünün, yönetmen ve oyuncuların, sansürün, sansasyonların arka planına bakıyor. 680 sayfadan oluşan kitabın büyük bölümü, Keskiner’in uzun yıllar dostu ve iş ortağı Yılmaz Güney’e ayrılmış. Bölüm filmlerin çekim sürecine ışık tutarken Türkiye’nin en çok konuşulan aşklarından Nebahat Çehre-Yılmaz Güney birlikteliğinden de anıları paylaşıyor.
Kitapta Yılmaz Güney’in Nebahat Çehre ile olan aşkı, film tarihinin yolculuğuyla kesişiyor.
Çehre-Güney aşkı
Yıllardır gündemden düşmeyen “araba” hadisesini Keskiner’in hatırasından okuyoruz kitapta. “Prodüktör”ün aktardığına göre bir gece yarısı çıkan tartışmada Nebahat Çehre kendisini zorla arabaya bindirmek isteyen Güney’e “Seninle gelmeyeceğim, Tarlabaşı’na annemin yanına gidiyorum” yanıtını veriyor. Güney bunun üzerine sinirlenip arabayı Çehre’nin üzerine sürüyor. Keskiner o anları, “Ne o, ne de ben Yılmaz Abi’nin böyle bir şey yapabileceğini düşünmemiştik. Çünkü gerçekten onu çok seviyordu. Nebahat Taksim Parkı’nın önüne geldiğinde, arabayla arkadan ona çarptı. Nebahat tiz bir çığlık atarak yere düştü. Yılmaz abi fırladı, karısını kucaklayıp arabaya taşıdı. Her şey bir film sahnesi gibiydi. Yol boyunca özür dileyip onu sevdiğini söyledi. Nebahat’in ifadesi alındı. Gerçekleri gizledi Nebahat, ‘Arabadan düştüm’ dedi. Evet, bu kadarı fazlaydı. Onun aşk anlayışı farklıydı ve bu sanıyorum sadece Nebahat’a özeldi. Magazin basını olayı ‘Yılmaz Güney sarhoş olunca eşini arabayla ezmek istedi’ diyerek duyurdu” sözleriyle anlatıyor.
Güney ve Keskiner’in dostluğu ise ilginç iki olayla noktalanmış. Önce, sansüre uğrayan “Umut” filminin savunmasında Yılmaz Güney “Ben filmin yalnızca oyuncusuyum, sahibi ve yapımcısı Abdurrahman Keskiner’dir” diyor. İlerleyen süreçte, Keskiner, kendisine gelip Yılmaz Güney’in yerini öğrenmek isteyen üç gence bilgi vermiyor. Daha sonra “Çirkin ve Cesur”un setine gidiyor ve burada Güney’in, “Sen kim oluyorsun da arkadaşlarıma yerimi söylemiyorsun. Arkadaşlarıma üç tane tabanca ver” çıkışıyla karşılaşıyor. Sonraki günlerde ise Keskiner’in tabanca temin ettiği üç kişi Ankara’da yakalanıyor ve silahları Yılmaz Güney’den aldığını söylüyor.
Kitap aynı zamanda bir yıldızlar geçidi… “Muhsin Bey” senaryosunun Şener Şen’in düşünülerek yazıldığı, filmin San Sebastian serüveni, Yavuz Turgul ve Şener Şen’in uçak korkusu nedeniyle festivale maceralı yolculuğu, Hülya Avşar’ın ailesiyle Keskiner’in tartışmaları, Kadir İnanır, Emel Sayın, Yaşar Kemal gibi isimlerle yaşananlar da kitabın ilginç bölümlerinden.
“Abdurrahman Keskiner: Prodüktör” Türk sinemasının hafızasına bir katkı.
Yeşilçam’a ışık tutuyor
Ali Can Sekmeç: “Apo Abi’nin aklında kalanlarla anlattığı uzun Yeşilçam yolculuğu, ticari Türk Sineması’nın 1960’lı, 70’li ve 80’li yıllarına ışık tutacak nitelikte. Türk sineması kitaplığı maalesef anı-hatırat cinsinden kitaplardan oldukça mahrum. Bu anlatılarda Türk sinema tarihinin kaybolmuş ya da kaydı hiçbir zaman tutulmamış siyasal, kültürel, toplumsal, magazinel, ekonomik, estetik, teknik, emek gibi birçok yönüne ulaşmak mümkün”